Başak Nur GÖKÇAM
Sanayi devrimiyle birlikte hızlanan küresel ısınmanın gezegende yarattığı iklim değişikliği tahribatı her yıl etkilerini daha büyük ölçüde göstermeye devam ediyor. Özellikle 2020 yılından bu yana dünyada her ay, son 100 yılın sıcaklık rekorları kırıldı. Kentleşmenin de etkisiyle kuraklığın artmakta olduğu gezegenimizde, özellikle sıcak iklimin hakim olduğu bölgelerde ise çölleşme görüldü. Artan sıcaklıklar ise dünyanın farklı yerlerinde yaşanan ölümleri tetikledi. 2023 yılının kuzey yarım küredeki yaz mevsimi, ‘en sıcak yıl’ olarak kayıtlara geçti.
Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen Copernicus İklim Değişikliği Servisi’nin verilerine göre, 2023 yılının haziran, temmuz ve ağustos aylarında ortalama hava sıcaklığının 0,66 derece üzerine çıkarak, 16,77 dereceyle küresel olarak en yüksek seviyeye ulaştı. Yaşanan sıcak hava dalgaları esnasında şehirleri serinletmenin en iyi yolları arasında ise sulak alanlar, parklar ve hatta botanik bahçeler yer aldı.
Genel soğutma kalıpları saptandı
Surrey Üniversitesi araştırmacıları tarafından yürütülen incelemeye göre ise botanik bahçelerin, güzelliğinin yanı sıra sıcak hava dalgaları sırasında da şehir havasını 5 derece soğutabildiği görüldü. Yeşil alanların ve su yollarının şehirler ile kasabaları nasıl soğuttuğunun analiz edildiği incelemeye ilişkin konuşan Surrey Küresel Temiz Hava Araştırma Merkezi (GCARE) Direktörü Profesör Prashant Kumar, “Yeşil alanların ve suyun şehirleri serinletebileceğini bir süredir biliyoruz. Ancak bu çalışma bize şu ana kadarki en kapsamlı tabloyu sunuyor. Üstelik nedenini de açıklayabiliyoruz. Gölge sağlayan ağaçlardan, havayı soğutan buharlaşan suya kadar” dedi.
“Yeşillendirme projeleri, su baskınlarını da önleyebilir”
Başarının ağırlıklı olarak yerel faktörlere bağlı olmasına rağmen bazı genel kalıpların olduğunun saptandığı incelemenin temel bulgularını paylaşan ekip, yeşil alanların ve su yollarının havayı önemli ölçüde soğuttuğunu belirtti. Parkın büyüklüğüne göre soğutma etkisinin de artacağının belirtildiği araştırmada, şehirlerin, yeşil alanları ‘yeşil koridorlara’ bağlayarak daha büyük faydalar sağlanabileceğinin altı çizildi. Öte yandan The Innovation dergisinde yayınlanan araştırmada, karbon emisyonlarını büyük ölçüde ortadan kaldırabilecek yeşillendirme projelerinin, su baskınlarını da önlenmesine yardımcı olacağı belirtildi.
Çalışmaya yönelik değerlendirmede bulunan Profesör Prashant Kumar, “Bu çalışma, dünyanın dört bir yanındaki şehir planlamacılarının küresel ısınmanın getirdiği zorluklarla yüzleşmesine yardımcı olacak. Açıkladığımız önlemlerin yalnızca bazılarını uygulayarak şehirler daha dayanıklı hale gelebilir ve vatandaşları da daha sağlıklı ve mutlu olabilir” ifadelerinde bulundu.